SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU SIFATU’S-SALAT

<< 416 >>

DEVAM: 89. Namaza Başlama Tekbirinden Sonra Ne Okunur

 

حدثنا موسى بن إسماعيل قال: حدثنا عبد الواحد بن زياد قال: حدثنا عمارة بن القعقاع قال: حدثنا أبو زرعة قال: حدثنا أبو هريرة قال: كان الرسول صلى الله عليه وسلم يسكت بين التكبير وبين القراءة إسكاتة - قال أحسبه قال هنية - فقلت: بأبي وأمي يارسول الله، إسكاتك بين التكبير والقراءة، ماتقول؟ قال: (أقول: اللهم باعد بيني وبين خطاياي، كما باعدت بين المشرق والمغرب، اللهم نقني من الخطايا كما ينقى الثوب الأبيض من الدنس، اللهم اغسل خطاياي بالماء والثلج والبرد).

 

[-744-] Ebu Zür'a Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekbir ile kıraat arasında bir süre  Ravi şöyle demiştir; sanırım kısa bir süre demişti - ara verip susardı. Bir defasında; Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü, tekbir ile kıraat arasında sustuğunuzda ne okuyorsunuz? diye zât-ı âlilerine sordum. Dediki: "Allahümme bâidnî ve beyne hatâyâye kemâ bâadte beyne Meştikı ve'l-Mağribi. Allahümme nekkınî mine'l-Hatâyâ kemâ yünakkâ's-Sevbu'l-Ebyadu min'd-Denesi. Allahümme'ğsil hatâ­yâye bi'l-Mâi ve's-Selci ve'l Berdî

 

 

Dua’nın Meali:  Allahım, doğu ile batı arasını nasıl birbirinden uzaklaştırdıysan benimle hatalarım arasını da öylece uzaklaştır. Allahım, beyaz bir elbise kirlerinden nasıl arındırılırsa beni de hatalarımdan öylece arındır. Allahım, hatalarımı su ile, kar ile ve dolu ile yıka"

 

 

AÇIKLAMA:     Fatiha suresi ile başlarlardı ifadesi namazda kıraate Fatiha sûresi ile başlar­lardı anlamına gelir. Zaten İbnü'l-Münzir başta olmak üzere bazı âlimler ve "imamın arkasında bulunan cemâatin kıraati" adlı risalesinde İmam Buhari bu hadisi şöyle rivayet etmişlerdir: "Kıraate Fatiha sûresi ile başlarlardı."

 

"Namaza Fatiha sûresi ile başlarlardı" İfadesi Resûlullah Hz. Ebû Bekir ve Ömer'in Fâtiha'dan önce gizli olarak besmele çekmedikleri anlamına gelmez. Ebû Hureyre yukarıdaki rivayette de görüldüğü gibi kıraatin başında Resûlullah'ın susmasını mutlak olarak zikretmiştir. Şu'be'den nakilde bulunan raviler arasında hadisin lafzı konusunda ihtilaf bu­lunmaktadır; Kimisi "Kıraate Fatiha sûresi ile başlarlardı" şeklinde, kimisi de "On­lardan hiçbirinin besmele çektiğini işitmedim" şeklinde rivayet etmişlerdir. Bu son rivayeti İmam Müslim de tahric etmiştir. İbnü'l-Münzir'in, Câbir Şu'be Katâde senediyle naklettiği rivayet ise daha açıktır. Buna göre Katâde şöyle de­miştir: "Enes İbn Mâlik'e; 'Kişi namaz kılarken besmele okur mu?' diye sordu­ğumda bana şu cevabı verdi; Ben Resûlullah Hz. Ebu Bekir ve Ömer'in arkasında namaz kıldım. Fakat onlardan hiçbirinin besmeleyi oku­duğunu işitmedim."

 

Ebu Hureyre'nin anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü şeklindeki sözü, bu ifadeyi kullanmanın caiz olduğunu gösterir. Bazıları ise bunun sadece Resûlullah'a has olduğunu iddia etmişlerdir.

 

"Beni de hatalarımdan öylece arındır duası günahların giderilip yok edilmesi ve etkilerinin silinmesi anlamında bir mecazdır.

 

Bu hadis İmam Mâlik'ten nakledilen meşhur görüşünün aksine tekbir ile kı­raat arasında dua etmenin meşru olduğunu göstermektedir.

 

Tekbir ile kıraat arasında okunabilecek dualardan biri de İmam Şafiî ve İbn Hüzeyme'nin tahric ettikleri hadiste geçen "Yüzümü beni yaratana döndür­düm.. (Veccehtü vechiye lillezi...) duasıdır. İmam Şafiî bunu el-Ümm adlı eserinde esas kabul etmiş ve bu hadise dayanarak namazda Kur'an'dan olmayan duaların okunabileceğini söylemiştir. Hanefîler İse bunu kabul etmezler.

 

Bu bâb başlığı altında nakledilen rivayetler ashâb-ı kiramın Resûlullah'ın her halini öğrenmek için ne kadar titiz davrandıklarını göster­mektedir. Zira O'nun hareketlerini, herhangi bir harekette bulunmadan durma­sını, sessizliklerini ve açığa vurduğu ifadeleri bile takip etmişlerdir. Zaten Allah Teâlâ dinini onlar vasıtasıyla korumuştur.